Öne Çıkan Yayın

YAŞ OLDU 44 (2016 Versiyon)

Birazdan Okuyacağınız yazı anlamsız bir hayattan vazgeçme değildir... Sadece içimdeki bazı duyguları paylaşma isteğiydi... 44 Yaşıma gi...

29 Ocak 2016 Cuma

Federer Olabilmek 2007

Son onbeş gündür hergün sabahın 02:00'sinden öğleden sonra 17:00'ye kadar Eurosport'ta Avustralya Açık Tenis Şampiyonası'nı büyük bir keyifle seyrettim. Özellikle son 2 senedir tenis hayatımda  önemli  bir ver almaya başladı. Hem oynamaktan hem de seyretmekten büyük keyif alıyorum. Hayatımın aşkı basketbola neredeyse denk durumda... Bu sevgiyi başlatan ve büyüten en önemli faktör İsviçreli rekortmen tenisçi ve mükemmel kişilik Roger Federer... Bugün Roger Federer'den bahsetmek ihtiyacı hissediyorum. İki gün evvel yaşanan olaylar beni buna mecbur hissettirdi. Basketbolu esir alan hip hop kültürü her geçen gün sinirimi bozdukça daha çok tenise yöneliyorum. "I'm what I'm" tarzı, hayatta kendinden başka kimseyi önemsemeyen, hatta takmayan kişilikte basketbolcular çoğaldıkça, Tenis kültürüne gıptayla bakıyorum.

Biraz Federer kimdir, başarıları nedir; size bahsedeyim ki ne demek istediğimi daha iyi anlatayım... 
Roger Federer, sponsorluk ve turnuvalardan kazandığı ödüllerle ortalama yılda 10 -15 Milyon USD para kazanan, insanoğlunun gördüğü en büyük sporculardan biri. Daha 25 yadında, kırdığı-ve kırmak üzere olduğu onlarca rekor var. Bugün Avustralya Açık'ı set vermeden alarak 27 yıldır kırılamayan bir rekoru egale etti ve bir milyon dolarlık ödülü aldı. Rakibi Şili'li Gonzalez çok iyi oynamasına rağmen tek bir set bile kazanamadı. Ödül töreninde herkes ona tebriklerini sunarken o sanki kötü bir şey yapmışcasına, utanarak ödülünü inanılmaz bir tevazuyla aldı. Öyle bir konuşma yaptı ki, kortu dolduran binler ve TV başındaki milyonlar sanki masal kahramanı 'Beyaz Atlı Prens'i seyreder gibi hayran hayran töreni soluksuz takip etti.
Evet, bu güzelliği ben de mutluluk, sevgi ve gıptayla seyrederken basketbolu esir alan hip hop kültürü aklıma geldi ve bu hafta ne yazacağıma öyle karar verdim...
Düşünün bir yerde böyle bir beyefendi, diğer tarafta yolunu kapadı diye elalemin arabasına işeyen, üstüne bir de döven güzide kulübümüzün en önemli yıldızlarından W. Solomon... 
Hayatındaki tüm öncelikleri ben merkezlerine göre ayarlayan bir kültüre teslim olmak üzereyiz. Bu kültürü maalesef her yerde görüyorum. Bazı basketbol forumlarını, açık sahaları dolaşırken anadilini unutmaya başlamış, şortu kıçından düşecek gibi giyen, şapkayı yamuk takan, kısacası ligimizdeki hip hop'çu abilerini örnek alan binlerce genç var. Arkadaşlar, anneler, babalar Amerika'daki basketbolu bitiren bu kültürdür. NBA, sadece pazarlama için uzaklara gitmiyor. Kendi içlerinde bir çok hoplayan zıplayan adam var, ama gerçek ADAM yok. Bu kültür onları önce aile bireyi sonra da takım oyuncusu olmaktan uzaklaştırıyor. Bu yok olma da başarılı insanları azaltıyor.

Biran evvel toparlanıp çocuklarımızı doğru yola sokmaya çalışalım. Yapalım ki bir gün başarılı sporcu oğlumuzu başkasının arabasına işediği için karakollardan toplamayalım!!!

Çocuklarınıza Federer'i seyrettirin, okutturun... En büyük şampiyon olurken en çok sevilen olmanın nedenlerini öğrenin, öğretin...

Sevgilerimle,

28 Ocak 2007



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder