Beş hafta sonunda...
08-16-11 12:45 http://gamaspor.com/yazi/63/bes-hafta-sonunda-
Ligin başladığı günden 4 hafta geçti toplam 5’er karşılaşma oynandı. 16 Ekim’de yazdığım “VE OYUN BAŞLASIN” Yazımda ilk maçların ardından kağıt üstünde gözüken kadroların sezon sonunda olabileceği konumlardan bahsettim. Takımları performanslarına ve gelişimlerine göre değerlendirmeye devam edeceğim.
İlk haftaki değerlendirmeme göre yedi takım benim basketbol anlayışıma göre yerini korudu. Altı takım pozisyonunu geliştirirken 3 takım fazlasıyla aşağıya doğru indi.
Öncelikle pozisyonunu koruyanlardan başlayalım.
Fenerbahçe ve Darüşşafaka Doğuş şu ana kadar oynadıkları basketbolla en yakışıklı ve bilinçli topu oynayan ekipler olarak göze çarptı.
Özellikle 5.hafta kapanışında Darüşşafaka Doğuş- Fenerbahçe karşılaşması bir aşk şiiri gibiydi. Uzun zaman sonra bir Türkiye Basketbol Süper Ligi karşılaşmasının tekrarını seyretmek için gece 01:00’i bekledim. Maçı ayrıca kayda aldım…
Her iki coach da maça çok iyi hazırlanmıştı. Molalarından en verimli dönen Obradovic oldu. 3. çeyreğin 4. dakikasında 56-48 gerideyken aldığı mola sonrası 4-20’lik seriyle maçı kendine doğru çekti. Bunun ardından David Blatt ekibini silkeledi. Özellikle William Clyburn ile direnmeye başlayan ev sahibi ekip giden maçı geri çevirmeyi başardı. Obra ise 5 kısaya dönüp 2 dakikalık ayrı bir heyecan kattı. Kalinic'in üstüne oyunu yıkan coach’a karşı Blatt, Oğuz’u çıkararak yeni bir taş oynadı. Ardından James Anderson'ın muazzam savunmasıyla Dixon’dan çaldığı top ve yaptırdığı faul ile 29 saniye kala öne geçen Daçka’yı bu sefer önce Dixon’un muazzam penetresiyle bulduğu sayıya, Kalinic'in yıpratan son top savunmasına rağmen pozisyonu bulan Wannamaker'ın şutu çemberin içinden çıkınca galibiyeti kapan Fenerbahçe oldu. Uzasın diye son çeyrekte dua ettiğimiz maç damağımızda unutulmaz bir lezzet bıraktı.
Oynanan basketbol seviyesi diğer 14 takımdan çok daha yukarıdaydı. O nedenle ligin ilk ikisi bana göre halen Fenerbahçe ve Darüşşafaka Doğuş ikilisi olur. Bu ikilinin ardından en disiplinli ve doğru basketbolu oynayan Banvit ve kadrosundan verimi her geçen yükselten Anadolu Efes geliyor. Açıkçası Bu ikilinin yerleşimi konusunda çok tedirgin oldum. Maalesef Banvit’i henüz canlı seyredemedim. Bu nedenle iç dinamiklerini henüz tam koklayamadım. Ama oynadıkları basketbol keyif veriyor. Anadolu Efes’te ise Alper Yılmaz’ın yaptığı sosyal medya çıkışından beri belirgin bir yükselme var. Tofaş’a karşı oynadıkları son karşılaşmada özellikle Thomas Heurtel’in oynadığı ve oynattığı basketbol harikaydı. Bu işlerden keyif almaya başladıysa, içine tekrar cin kaçmazsa... Basketbolumuzun lokomotiflerinden Anadolu Efes, bu sezonki en iyi performansını Tofaş karşısında sergiledi. Şut seçimlerindeki başarı ottomatik olarak yüzdeli sonuçları da getirdi.
Dikkati çekilmesi gereken iki oyuncu gözüktü. Samet Geyik ve Furkan Korkmaz eğer sıklet yükseltmeyi başaramazlarsa “çok yetenekli gençti” diye hatırlanacaklar. Fiziksel ve ruhsal olarak sertleşmek zorundalar. Bu sezon patlama yapması beklenen Furkan Korkmaz şu ana kadar beklentilerin altında kaldı. Vücut dili de hiç hoş değil. Mücadele olarak olması gerekenden çok uzakta… Furkan’ın örnek alması gereken en önemli değer, onun için büyük fırsat Doğuş Balbay’la aynı takımda bulunmanın kaymağını yemeli. Onun felsefesini iyi anlamalı.
Samet Geyik'in ise bu yumuşaklıkta var olması çok zor. Ronald Roberts’in yapmasına izin verdiği smaç onun için en önemli işaretti. Basketbolda bu kadar kolay geri adım atarsan önce bench’e sonra da tribüne gidersin. Aldığın ve alacağın paraların hakkını verebilmen her şeyden önemlisi mutlu olmak istiyorsan şu anda yaptığından farklı şeyler yapmak zorunda olduğunu anlamalı.
Beşiktaş Sompo Japan bence ligin ilk beşinde yer alacak ekiplerden biri. Ufuk Sarıca ve ekibini üst grupta herkesi sıkıştırabilecek kapasitede görüyorum. Özellikle ev sahibi oldukları maçlarda taraftar desteği onları ilk 5 içinde kalmasına destek olacaktır. Umarım maddi sorunlar yaşamadan yollarına devam ederler. Uzun rotasyonunda Stimac’la devam etme kararları bence doğru. Sertaç Şanlı ise artık bal yapan arı olma yolunda önemli adımları sıralıyor. Alt seviye takımlarda başarılı oynayan pivotun sağlığına dikkat edip yaralanma yaşamadan bitireceği sezon Siyah-beyazlılar’ın konumuna etki edecektir.
Ligin kuşkusuz en karmaşık ve göreceli olarak verimsiz takımı Galatasaray Odeabank, özellikle Turkish Airlines Euroleague’deki durumları ortada… Bu savunma seviyesiyle her takıma karşı sorun yaşayabilirler. Blake Schilb’in sezonun en parlak maçını oynaması Trabzonspor Medical Park’ı geçmelerini sağladı. Artık her rakip maç öncesi hazırlıklarında Galatasaray Odeabank’ı eskisine göre çok daha rahatça gözüne kestirebiliyor. Ergin Ataman ile takım arasında iletişim sorununun devam ettiği aşikâr.
Pınar Karşıyaka’da oynanan basketbol kazanılan ya da kaybedilen maçlarından çok Egemen Güven’in durumu dikkatimi çekiyor. Egemen’in oynamamasının nedenlerini gelecek hafta araştırmaya çalışacağım ama sonuç olarak ortadaki durum çok üzücü… Yılların emeği, harcanan para ve zamana karşılık verim istenenden çok geride… Takım durumuna dönersek halen istikrar sorunu yaşıyorlar. Bu hafta kazandıkları Beşiktaş Sompo Japan maçı sıkletlerini belirlemek için önemliydi.
Sezona sükseli bir galibiyetle başlayan Muratbey Uşak’ta Ozan Bulkaz, geçen haftaya kadar eksiklikleri tamamlamak için transfer peşindeydi. Özellikle kendi salonlarında çok farklı oynuyorlar. Bu hafta İBB karşısında ikinci çeyrekte sanki sahaya çıkmamış gibi oynamaları onların maçı kaybetmesine neden oldu. İkinci yarıda oynadıkları basketbol kazanmalarına yetmedi ve puan tablosu yerleşiminde önemli bir mağlubiyet aldılar.
Demir İnşaat Büyükçekmece ve TOFAŞ oynadıkları basketbolla kadrolarına doğru orantılı gidiyor. İyi günlerinde her takımı sıkıştırıp, yenebilirler. Ama mücadele konusunda bir geri düştüler mi her takıma da kaybedebilirler. Büyükçekmece özellikle evlerindeki maçlarda son çeyrekte tempo arttırabiliyorlar. Kenneth S. Hayes özel bir skorer, üçüncü hafta TOFAŞ karşısında oynayamadığı basketbol onlara değerli bir maç kaybettirdi. Bu maçı bir kenara bırakırsak Özhan Çıvgın coach’un genelde memnun olduğuna inandığım bir oyuncu.
Orhun Ene, 5 senedir yönettiği her takımda seyredilesi bir basketbol oynatıyor. Yeni salonlarıyla taraftarı maçlara çeken TOFAŞ’ın basketbolseverleri memnun edecek bir sezon geçireceği kesin. Haftanın takımı olacakları maçlar çok uzak değil. Galatasaray Odeabank ve Anadolu Efes mağlubiyetlerinden kazançlar çıkaracak bir teknik kadro var. Ayrıca kimlik yapıları da çok düzgün… Her maçları lezzetli olacaktır.
Yeşilgiresun’un bu sezonki takım kurulumundaki felsefe amacına ulaşacak gibi duruyor. Özellikle Emircan Koşut ve Okben Ulubay’ın oynadıkları basketbol umut veriyor. Doğru yabancı kimyası da bu sezon ligde kalıcı olmalarını sağlayacaktır. 10-12 arası yerleşecekleri pozisyon onları mutlu edecektir.
Ligde sıkıntıyı sürekli yaşayacaklar listemizde yer alan dört takım Gaziantep Basketbol, İstanbul BBSK, Trabzonspor Medical Park, Best Balıkesir… Bu dört takım kadro kurarken oldukça zorlandı. Hepsinde de benzer sorunlar yaşandı ve yaşanmaya da devam edecek gibi duruyor. Bundan sonra yönetim, teknik kadro ve oyuncu harmanlamasını başarıyla sonuçlandıran takım üstte kalacaktır.
Ligin en rahat takımı TED Kolejliler hakkında hiçbir şey yazmayacağımı daha önceki yazımda söz vermiştim…
Beş hafta sonrasında temposu ve kalitesi artan maçlar adına yakışır bir lig seyretmemizi sağlıyor. Değinmek istediğim son konu TV Yayınları hakkında… İstanbul dışında oynanan maçların “off tube” yayınlanması üzücü. Üç-dört spiker ve yorumcunun ulaşım, konaklama giderlerinden tasarruf etmek adına canlı olarak salondan yayın yapılacağına stüdyodan anlatılması yayın keyfini ve kalitesini oldukça düşürüyor. TBF, lig pazarlama firması Infront ve takımlarımız bu konuda yayıncılarla bir araya gelip sorunu çözme yolunu aramalılar.
Beş haftada seyrettiğim maçlardan sonra öngördüğüm sezon sonu sıralaması…
İlk haftaki değerlendirmeme göre yedi takım benim basketbol anlayışıma göre yerini korudu. Altı takım pozisyonunu geliştirirken 3 takım fazlasıyla aşağıya doğru indi.
Öncelikle pozisyonunu koruyanlardan başlayalım.
Fenerbahçe ve Darüşşafaka Doğuş şu ana kadar oynadıkları basketbolla en yakışıklı ve bilinçli topu oynayan ekipler olarak göze çarptı.
Özellikle 5.hafta kapanışında Darüşşafaka Doğuş- Fenerbahçe karşılaşması bir aşk şiiri gibiydi. Uzun zaman sonra bir Türkiye Basketbol Süper Ligi karşılaşmasının tekrarını seyretmek için gece 01:00’i bekledim. Maçı ayrıca kayda aldım…
Her iki coach da maça çok iyi hazırlanmıştı. Molalarından en verimli dönen Obradovic oldu. 3. çeyreğin 4. dakikasında 56-48 gerideyken aldığı mola sonrası 4-20’lik seriyle maçı kendine doğru çekti. Bunun ardından David Blatt ekibini silkeledi. Özellikle William Clyburn ile direnmeye başlayan ev sahibi ekip giden maçı geri çevirmeyi başardı. Obra ise 5 kısaya dönüp 2 dakikalık ayrı bir heyecan kattı. Kalinic'in üstüne oyunu yıkan coach’a karşı Blatt, Oğuz’u çıkararak yeni bir taş oynadı. Ardından James Anderson'ın muazzam savunmasıyla Dixon’dan çaldığı top ve yaptırdığı faul ile 29 saniye kala öne geçen Daçka’yı bu sefer önce Dixon’un muazzam penetresiyle bulduğu sayıya, Kalinic'in yıpratan son top savunmasına rağmen pozisyonu bulan Wannamaker'ın şutu çemberin içinden çıkınca galibiyeti kapan Fenerbahçe oldu. Uzasın diye son çeyrekte dua ettiğimiz maç damağımızda unutulmaz bir lezzet bıraktı.
Oynanan basketbol seviyesi diğer 14 takımdan çok daha yukarıdaydı. O nedenle ligin ilk ikisi bana göre halen Fenerbahçe ve Darüşşafaka Doğuş ikilisi olur. Bu ikilinin ardından en disiplinli ve doğru basketbolu oynayan Banvit ve kadrosundan verimi her geçen yükselten Anadolu Efes geliyor. Açıkçası Bu ikilinin yerleşimi konusunda çok tedirgin oldum. Maalesef Banvit’i henüz canlı seyredemedim. Bu nedenle iç dinamiklerini henüz tam koklayamadım. Ama oynadıkları basketbol keyif veriyor. Anadolu Efes’te ise Alper Yılmaz’ın yaptığı sosyal medya çıkışından beri belirgin bir yükselme var. Tofaş’a karşı oynadıkları son karşılaşmada özellikle Thomas Heurtel’in oynadığı ve oynattığı basketbol harikaydı. Bu işlerden keyif almaya başladıysa, içine tekrar cin kaçmazsa... Basketbolumuzun lokomotiflerinden Anadolu Efes, bu sezonki en iyi performansını Tofaş karşısında sergiledi. Şut seçimlerindeki başarı ottomatik olarak yüzdeli sonuçları da getirdi.
Dikkati çekilmesi gereken iki oyuncu gözüktü. Samet Geyik ve Furkan Korkmaz eğer sıklet yükseltmeyi başaramazlarsa “çok yetenekli gençti” diye hatırlanacaklar. Fiziksel ve ruhsal olarak sertleşmek zorundalar. Bu sezon patlama yapması beklenen Furkan Korkmaz şu ana kadar beklentilerin altında kaldı. Vücut dili de hiç hoş değil. Mücadele olarak olması gerekenden çok uzakta… Furkan’ın örnek alması gereken en önemli değer, onun için büyük fırsat Doğuş Balbay’la aynı takımda bulunmanın kaymağını yemeli. Onun felsefesini iyi anlamalı.
Samet Geyik'in ise bu yumuşaklıkta var olması çok zor. Ronald Roberts’in yapmasına izin verdiği smaç onun için en önemli işaretti. Basketbolda bu kadar kolay geri adım atarsan önce bench’e sonra da tribüne gidersin. Aldığın ve alacağın paraların hakkını verebilmen her şeyden önemlisi mutlu olmak istiyorsan şu anda yaptığından farklı şeyler yapmak zorunda olduğunu anlamalı.
Beşiktaş Sompo Japan bence ligin ilk beşinde yer alacak ekiplerden biri. Ufuk Sarıca ve ekibini üst grupta herkesi sıkıştırabilecek kapasitede görüyorum. Özellikle ev sahibi oldukları maçlarda taraftar desteği onları ilk 5 içinde kalmasına destek olacaktır. Umarım maddi sorunlar yaşamadan yollarına devam ederler. Uzun rotasyonunda Stimac’la devam etme kararları bence doğru. Sertaç Şanlı ise artık bal yapan arı olma yolunda önemli adımları sıralıyor. Alt seviye takımlarda başarılı oynayan pivotun sağlığına dikkat edip yaralanma yaşamadan bitireceği sezon Siyah-beyazlılar’ın konumuna etki edecektir.
Ligin kuşkusuz en karmaşık ve göreceli olarak verimsiz takımı Galatasaray Odeabank, özellikle Turkish Airlines Euroleague’deki durumları ortada… Bu savunma seviyesiyle her takıma karşı sorun yaşayabilirler. Blake Schilb’in sezonun en parlak maçını oynaması Trabzonspor Medical Park’ı geçmelerini sağladı. Artık her rakip maç öncesi hazırlıklarında Galatasaray Odeabank’ı eskisine göre çok daha rahatça gözüne kestirebiliyor. Ergin Ataman ile takım arasında iletişim sorununun devam ettiği aşikâr.
Pınar Karşıyaka’da oynanan basketbol kazanılan ya da kaybedilen maçlarından çok Egemen Güven’in durumu dikkatimi çekiyor. Egemen’in oynamamasının nedenlerini gelecek hafta araştırmaya çalışacağım ama sonuç olarak ortadaki durum çok üzücü… Yılların emeği, harcanan para ve zamana karşılık verim istenenden çok geride… Takım durumuna dönersek halen istikrar sorunu yaşıyorlar. Bu hafta kazandıkları Beşiktaş Sompo Japan maçı sıkletlerini belirlemek için önemliydi.
Sezona sükseli bir galibiyetle başlayan Muratbey Uşak’ta Ozan Bulkaz, geçen haftaya kadar eksiklikleri tamamlamak için transfer peşindeydi. Özellikle kendi salonlarında çok farklı oynuyorlar. Bu hafta İBB karşısında ikinci çeyrekte sanki sahaya çıkmamış gibi oynamaları onların maçı kaybetmesine neden oldu. İkinci yarıda oynadıkları basketbol kazanmalarına yetmedi ve puan tablosu yerleşiminde önemli bir mağlubiyet aldılar.
Demir İnşaat Büyükçekmece ve TOFAŞ oynadıkları basketbolla kadrolarına doğru orantılı gidiyor. İyi günlerinde her takımı sıkıştırıp, yenebilirler. Ama mücadele konusunda bir geri düştüler mi her takıma da kaybedebilirler. Büyükçekmece özellikle evlerindeki maçlarda son çeyrekte tempo arttırabiliyorlar. Kenneth S. Hayes özel bir skorer, üçüncü hafta TOFAŞ karşısında oynayamadığı basketbol onlara değerli bir maç kaybettirdi. Bu maçı bir kenara bırakırsak Özhan Çıvgın coach’un genelde memnun olduğuna inandığım bir oyuncu.
Orhun Ene, 5 senedir yönettiği her takımda seyredilesi bir basketbol oynatıyor. Yeni salonlarıyla taraftarı maçlara çeken TOFAŞ’ın basketbolseverleri memnun edecek bir sezon geçireceği kesin. Haftanın takımı olacakları maçlar çok uzak değil. Galatasaray Odeabank ve Anadolu Efes mağlubiyetlerinden kazançlar çıkaracak bir teknik kadro var. Ayrıca kimlik yapıları da çok düzgün… Her maçları lezzetli olacaktır.
Yeşilgiresun’un bu sezonki takım kurulumundaki felsefe amacına ulaşacak gibi duruyor. Özellikle Emircan Koşut ve Okben Ulubay’ın oynadıkları basketbol umut veriyor. Doğru yabancı kimyası da bu sezon ligde kalıcı olmalarını sağlayacaktır. 10-12 arası yerleşecekleri pozisyon onları mutlu edecektir.
Ligde sıkıntıyı sürekli yaşayacaklar listemizde yer alan dört takım Gaziantep Basketbol, İstanbul BBSK, Trabzonspor Medical Park, Best Balıkesir… Bu dört takım kadro kurarken oldukça zorlandı. Hepsinde de benzer sorunlar yaşandı ve yaşanmaya da devam edecek gibi duruyor. Bundan sonra yönetim, teknik kadro ve oyuncu harmanlamasını başarıyla sonuçlandıran takım üstte kalacaktır.
Ligin en rahat takımı TED Kolejliler hakkında hiçbir şey yazmayacağımı daha önceki yazımda söz vermiştim…
Beş hafta sonrasında temposu ve kalitesi artan maçlar adına yakışır bir lig seyretmemizi sağlıyor. Değinmek istediğim son konu TV Yayınları hakkında… İstanbul dışında oynanan maçların “off tube” yayınlanması üzücü. Üç-dört spiker ve yorumcunun ulaşım, konaklama giderlerinden tasarruf etmek adına canlı olarak salondan yayın yapılacağına stüdyodan anlatılması yayın keyfini ve kalitesini oldukça düşürüyor. TBF, lig pazarlama firması Infront ve takımlarımız bu konuda yayıncılarla bir araya gelip sorunu çözme yolunu aramalılar.
Beş haftada seyrettiğim maçlardan sonra öngördüğüm sezon sonu sıralaması…
1
|
FENERBAHÇE
|
2
|
DARÜŞŞAFAKA DOĞUŞ
|
3
|
ANADOLU EFES
|
4
|
BANVİT
|
5
|
BEŞİKTAŞ SOMPO JAPAN
|
6
|
GALATASARAY ODEABANK
|
7
|
PINAR KARŞIYAKA
|
8
|
MURATBEY UŞAK
|
9
|
DEMİR İNŞAAT B.ÇEKMECE
|
10
|
TOFAŞ
|
11
|
YEŞİLGİRESUN BLD
|
12
|
GAZİANTEP BASKETBOL
|
13
|
İSTANBUL BBSK
|
14
|
TRABZONSPOR MEDICAL PARK
|
15
|
BEST BALIKESİR
|
16
|
TED ANKARA KOLEJLİLER
|
Yorumlar
Yorum Gönder