Ana içeriğe atla

MICOV DÖNDÜ YÜZLER GÜLDÜ


Henüz sağlıklı bir bünyede, organize bir takım olamayan, birçok sorunla boğuşan Galatasaray Odeabank, evinde EA7 Emporio Armani Milano’yu ağırladı. Gecenin yıldızı Vladimir Micov daha maçın başında tavrını ortaya koydu. Bu sezon biraz keyifsiz bir başlangıç yapan taraftarın çok sevdiği ve saydığı oyuncu, oynadığı her saniye takıma değer kattı. Skor üretti, savunma yaptı, ortaya düşen topları aldı, hücumda oyunu kurmakta Sinan’a yardım etti. Bir de top kayıplarını yapmasaydı muazzam olacaktı.
Sezon başından beri Galatasaray Odeabank için hepimizin şikâyetçi olduğumuz konu takım savunmasıydı. Bu sezona kadar her pozisyonu savunabilen, takımına önemli değer katan Micov’un fiziksel olarak hazır olmaması takım savunması sorununun sebeplerinden biriydi. Tabii ki çok iyi oyun kurucu diye alınan Dentmon ve Smith’in savunmayla alakası olmaması, uzun rotasyonunda savunma prensipleriyle oyuncuların fiziksel yeteneklerinin senkron edilememesi gibi ana sorunlar vardı. Micov’un savunma direncinin düşük olması da göz ardı edilemeyecek bir şeydi. Gücünü geri kazanması ve sahada her işi yapan bildiğimiz Micov’un geri dönmesini sabırla bekledik. Sonunda Armani maçında O geri geldi.
Bazı oyuncular vardır. Kötü oynadı mı bilirsin ki bir sebebi var; üzülürsün, kızamazsın… Vladimir Micov, Sinan Güler bunların başında gelen oyunculardan... Bu iki oyuncunun basketbolseverde kredisi vardır. Bugünkü gibi geri dönüşler taraftarı daha fazla mutlu eder. Gelecek için umut da taşır… Takımın bulunduğu sınıfın hakkını vermesi için oyun kurucu kadar Micov’a da ihtiyacı var.
Maça dönersek. İlk yarıda her şey yolunda gitti. Sarı-kırmızılılar Blake Schilb 15, Vladimir 14 sayıyla 3 numaralı pozisyondan 29 sayı üretti. Koş koşlarla ve fastbreak sonu buldukları üçlüklerle zaman zaman fırtına tarzı skor üretebilen EA7’yi ilk yarıda kontrol altında tuttuk.
İkinci yarı 23. Dakikaya kadar da fena gitmedi. Ancak bir anda özellikle geçiş savunmasında adam paylaşmalarda ciddi sorun yaşadı. Boş şutlara izin verince bir çeyrekte rakipten 27 sayı gördük. Özgüveni yerine gelen Armani Milano, savunmada da sertleşti. İşin tek güzel tarafı tempo kırılmadı. Panik olmadı. Ona rağmen final çeyreğine girilirken 62-59 ile fark 3 sayıya indi.
Son çeyrekte Rakım Sanders, Ricky Hickman, Krunoslav Simon ile skor tehdidi artan konuk ekibe ilaç olarak Göksenin Köksal sahne aldı. Göksenin, öyle bir anda baskı yapıp top çaldı ki takım kendine geldi; üstüne bir de skor sıkıntısı yaşarken Sinan’ın pasıyla sağ forvetten 3’lüğü yapıştırınca Galatasaray Odeabank bir anda toparlandı. Ardından Alex Tyus, Raduljica’nın smaç denemesine inanılmaz bir blok yaptı. Skor son 2 dakikada 77-72 iken maçı bağlayacağımız an gelmiş oldu. Ama biz durduk… Bitime 41 saniye kala Simon’un el üstü attığı üçlükle 79-80 rakip öne geçti. Ama sonunda Tyus’un takip smacı ve Micov’un maça sahip çıkması ile 83-80 maçı temsilcimiz Galatasaray Odeabank kazandı.
Bu galibiyetle Galatasaray Odeabank 4. Galibiyetini aldı. Artık özellikle deplasman maçlarını daha keyifli ve dirençli bir rakip olarak oynamalı. Kazanmanın zamanı gelmiş olmalı.
Tabii ki rakip olabilmek için yapılması gerekenler var.
·         Bunların en başında en az 1 tercihen 2 oyun kurucu takviyesinin yapılması, (Transfer yasağı engel)
·         Pazartesi günü oynanan İBB maçındaki rezalet performansın sebebi sadece yorgunluk olamaz diye düşünüyorum. Bu tür konsantre dağınıklığına ve gelgitlere neden olan sorunların çözülmesi gerekli.
o   Bu sorunları tahmin ediyor ama aşılabilir bir durum olduğuna inanıyorum.
·         Ligde ağırlığını tekrar hissettirebilmesi için Emir Preldzic, Jon Diebler ve Deon Thompson’dan daha fazla verim almalı.
o   Özellikle Pleiss’ın yokluğunda Deon’un katkı sağlayacak yeterli kapasitesi var.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAŞ OLDU 44 (2016 Versiyon)

Birazdan Okuyacağınız yazı anlamsız bir hayattan vazgeçme değildir... Sadece içimdeki bazı duyguları paylaşma isteğiydi... 44 Yaşıma girdiğim 5 Kasım 2015'de yazıldı... Hayatımdaki keskin son gelişmelere istinaden sadece yenileme ve temizlik yapıldı... B u sabah spor yaparken geçtiğimiz hafta ajanslara düşen bir haberi tekrar okuma fırsatım oldu. Brezilyalı İş Adamı Thane Chiqinho Scarpa’nın organ bağışına dikkat çekmek amacıyla sosyal medya aracılığıyla yaptığı garip çıkış ve açıklama ile kafamda deli sorular oluştu… Birazdan okuyacaklarınızı neden yazma gereği duydum net bilemiyorum. Ama gerekli olduğuna nedense eminim… Ne demekse artık… Bundan tam 24 sene önce Türk Böbrek Vakfı’nda Organ Bağışımı gerçekleştirmiştim. Yirmi dört sene önce benim için çok uzak gelen bu ihtimale şimdi daha yakın olduğumu gerçekleri çok daha iyi görerek hissediyorum. Çok yakınlarımızı genç yaşta kötü hastalıklara kurban veriyoruz. Gözümüzün önünde kayıp giden yaşamlara kanımızla can olm...

SON MOHİKAN

Karşıyaka, tarihinin en zor sezonunu yaşadı. Sezonun daha ortası gelmeden teknik kadrosu da oyuncuları da birer birer ayrılırken Muhsin Yaşar “Son Mohikan” gibi mücadele etti. Böylece ligin simge takımının küme düşmeden sezonu tamamlamasında önemli rol oynadı. Direnişin ve Gelişimin Sembolü Basketbol dünyasında uzun oyuncuların fiziksel ve zihinsel olgunluğa daha geç eriştiği sıkça konuşulur. Muhsin Yaşar, bu tezin en güncel ve en başarılı örneklerinden biri. 29 yaşında kariyerinde yeni bir seviyeye ulaşan oyuncu, çalışkanlığı, sabrı ve gelişime açık yapısıyla genç uzunlara da örnek teşkil ediyor. Parlayan Sezonu 29 yaşındaki uzun forvet Muhsin Yaşar, bu sezon hem bireysel kariyerinde hem de Karşıyaka forması altında en dikkat çeken dönemlerinden birini yaşadı. Geçtiğimiz yıllarda genellikle “görev oyuncusu” kimliğiyle rotasyonda yer alan Muhsin, bu sezon Karşıyaka’nın yaşadığı mali zorluklar nedeniyle sahada daha fazla süre aldı ve bu fırsatı azmi, disiplini ve güçlü karakter...

İZZET TÜRKYILMAZ

İZZET TÜRKYILMAZ Mayıs ayında 26 yaşını dolduracak olan İzzet Türkyılmaz’a halen tüm basketbol camiası genç oyuncu muamelesi yapıyor. Senelerdir profesyonel seviyede basketbol takımlarında olabilecek en iyi antrenör kadrosundan eğitim alan İzzet’ten ben dahil bir çok basketbol adamı bir sıçrama bekledik. En son bu tarz fizik ve yeteneklere sahip basketbolcu Ömer Büyükaycan’dı. Kendisi basketbolumuza beklentilerin altında geri dönüş sağlarken İzzet’i onunla kıyaslamak bile Ömer abiye hakaret olur gibi duruyor. O zamanki vizyonumuz bugünlere yakın olsaydı belki de NBA’de forma giyecek ilk oyuncumuz Ömer Büyükaycan olacaktı. Resim: 2012 Adidas Eurocamp İzzet’in kelime anlamı: Yenilgiye uğramayı ve aşağılanmayı önleyen güçlü ve saygın konum. Hiç kimsenin ismi tabii ki kaderini çizemez, çizmemeli ama İzzet’in durumu biraz isminin anlamını yansıtmaktan farklı. 1990 yılında Ayvalık’ta Dünya’ya gelen fiziksel olarak sürekli göze batan biri oldu. Bölgesine hakim yetenek taramal...