Ana içeriğe atla

ONLARIN DA HAYALLERİ VARDI

Kaybedilen 391 Can, yok olan 391 Aile,
Kanayan, yaralanan, sakat kalan 2031 beden…
Son 18 ayda kalpleri ruhları sönen onbinler…
Hepsinin hayalleri vardı.  Hepsi hakkında birilerinin hayalleri umutları vardı. Hepsinin canına can katan birileri vardı. Hepsi de birilerine can katıyor, hayat veriyordu. Şimdi yaralı, kayıp onbinler ve milyonlar…

Ne için? Neden? Neyi paylaşamadık? Neyimizi paylaşamadılar?
Yaşama olan inancını kaybeden milyonlara karşılık her şeyi kendine yontmaya çalışan başka milyonlar…

Biz böyle miydik? Bu kadar mı başkaydık?
Ben farkında bir ailenin farkında bir evladı olarak büyüdüm. Baba oldum, farkında bir evlat yetiştirmeye çalıştım. Öğretmen, antrenör, coach oldum. O bebelere farkındalığı öğretmeye çalıştım. Sadece bebelere değil en önce annelere sonra da babalara. Onlara, yüzlerce seminer verdim, en iyi öğretmenlerle buluşturmaya çalıştım, konuştum, yüreğimi, deneyimimi paylaştım. Onlardan da hep bir şeyler öğrendim. Kendime katmaya çalıştım.
Bu farkındalığın yettiğini sanırken sosyal medyada var olmaya çalıştım. Okumaya, öğrenmeye, anlamaya, anlatmaya çalıştım. Ama gördüm ki çok fazla kötü insan yetiştirmişiz. Çok fazla hem de!

Kötü, egoist, şeref yoksunu, bu yaratıklar nasıl, neden çoğaldılar?
Bilmiyorum. Hepsi mi karyoladan düştü küçükken? Yoksa hepsi mi ateşli çocuk hastalığı geçirdi bebekken? Çünkü ben bu adiliklerin bilimsel bir açıklaması olacağına inanıyorum. Olmalı! Allah kahretsin ki olmalı!

Ülkesini vazgeçip giden biri olmamalıyız. Bizler terk edersek, bu şerefsizlere bırakırsak memleketi, o zaman yazık değil mi Atatürk’ün emeklerine! Yazık değil mi onun ve arkadaşlarının canlarına!

Bırakmayacağım. Buradayım.

Dün mesai arkadaşlığı yaptığım 2 genç dostumu kaybettim. Onlardan başka ikisi de ağır yaralandı. Ameliyat geçirdi. Yürekleri kan ağlayan ama canları sağlam polis dostlarımı kucaklayabilmek için Ali Sami Yen Stadı'na gittim elimde karanfillerle. Kulüpten ayrılalı 18 ay oldu, o stada geri girişimin böyle olmasını istemezdim. Hepsi yaşayan ölü gibiydi gözleri yaşlı. Ulaşabildiklerime sarıldım. Ulaşamadıklarımı telefonla aradım. Mesai arkadaşlığı borcumun birazını ödeyebilmem için en azından bunu yapmam lazımdı. Beni görünce yardımcı olan güvenlik dostlarıma çok teşekkürler… Polis kardeşlerimin çiçeklerini güney arama noktasında görevli Sevgi memura teslim ettim.

Bizler daha huzurlu yaşayalım. Daha rahat maç seyredelim diye maçtan 6 saat önce görev başı yapan, meslektaşlarının cenazeleri toprak altına giremeden göreve gelen bu bebeler daha ne kadar dayanırlar? Ben bile zorlanırken o genç yürekler ne kadar dayanacak!

Lütfen dün akşamdan herkes ama herkes kendine düşen paya sahip çıksın. Başkalaştırıp kurtulmaya çalışmayın. Trafik Canavarı, Terör Canavarı, Enflasyon Canavarı, Van Canavarı yok! Hepsini ama hepsini kendi menfaatlerimiz için biz yaratıyoruz!
Bir daha bu duygularla yazı yazmama dileğiyle…

Burçin Badem - 11.12.2016 -23:50 / Anadoluhisarı-İstanbul



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAŞ OLDU 44 (2016 Versiyon)

Birazdan Okuyacağınız yazı anlamsız bir hayattan vazgeçme değildir... Sadece içimdeki bazı duyguları paylaşma isteğiydi... 44 Yaşıma girdiğim 5 Kasım 2015'de yazıldı... Hayatımdaki keskin son gelişmelere istinaden sadece yenileme ve temizlik yapıldı... B u sabah spor yaparken geçtiğimiz hafta ajanslara düşen bir haberi tekrar okuma fırsatım oldu. Brezilyalı İş Adamı Thane Chiqinho Scarpa’nın organ bağışına dikkat çekmek amacıyla sosyal medya aracılığıyla yaptığı garip çıkış ve açıklama ile kafamda deli sorular oluştu… Birazdan okuyacaklarınızı neden yazma gereği duydum net bilemiyorum. Ama gerekli olduğuna nedense eminim… Ne demekse artık… Bundan tam 24 sene önce Türk Böbrek Vakfı’nda Organ Bağışımı gerçekleştirmiştim. Yirmi dört sene önce benim için çok uzak gelen bu ihtimale şimdi daha yakın olduğumu gerçekleri çok daha iyi görerek hissediyorum. Çok yakınlarımızı genç yaşta kötü hastalıklara kurban veriyoruz. Gözümüzün önünde kayıp giden yaşamlara kanımızla can olm...

SON MOHİKAN

Karşıyaka, tarihinin en zor sezonunu yaşadı. Sezonun daha ortası gelmeden teknik kadrosu da oyuncuları da birer birer ayrılırken Muhsin Yaşar “Son Mohikan” gibi mücadele etti. Böylece ligin simge takımının küme düşmeden sezonu tamamlamasında önemli rol oynadı. Direnişin ve Gelişimin Sembolü Basketbol dünyasında uzun oyuncuların fiziksel ve zihinsel olgunluğa daha geç eriştiği sıkça konuşulur. Muhsin Yaşar, bu tezin en güncel ve en başarılı örneklerinden biri. 29 yaşında kariyerinde yeni bir seviyeye ulaşan oyuncu, çalışkanlığı, sabrı ve gelişime açık yapısıyla genç uzunlara da örnek teşkil ediyor. Parlayan Sezonu 29 yaşındaki uzun forvet Muhsin Yaşar, bu sezon hem bireysel kariyerinde hem de Karşıyaka forması altında en dikkat çeken dönemlerinden birini yaşadı. Geçtiğimiz yıllarda genellikle “görev oyuncusu” kimliğiyle rotasyonda yer alan Muhsin, bu sezon Karşıyaka’nın yaşadığı mali zorluklar nedeniyle sahada daha fazla süre aldı ve bu fırsatı azmi, disiplini ve güçlü karakter...

İZZET TÜRKYILMAZ

İZZET TÜRKYILMAZ Mayıs ayında 26 yaşını dolduracak olan İzzet Türkyılmaz’a halen tüm basketbol camiası genç oyuncu muamelesi yapıyor. Senelerdir profesyonel seviyede basketbol takımlarında olabilecek en iyi antrenör kadrosundan eğitim alan İzzet’ten ben dahil bir çok basketbol adamı bir sıçrama bekledik. En son bu tarz fizik ve yeteneklere sahip basketbolcu Ömer Büyükaycan’dı. Kendisi basketbolumuza beklentilerin altında geri dönüş sağlarken İzzet’i onunla kıyaslamak bile Ömer abiye hakaret olur gibi duruyor. O zamanki vizyonumuz bugünlere yakın olsaydı belki de NBA’de forma giyecek ilk oyuncumuz Ömer Büyükaycan olacaktı. Resim: 2012 Adidas Eurocamp İzzet’in kelime anlamı: Yenilgiye uğramayı ve aşağılanmayı önleyen güçlü ve saygın konum. Hiç kimsenin ismi tabii ki kaderini çizemez, çizmemeli ama İzzet’in durumu biraz isminin anlamını yansıtmaktan farklı. 1990 yılında Ayvalık’ta Dünya’ya gelen fiziksel olarak sürekli göze batan biri oldu. Bölgesine hakim yetenek taramal...