Öne Çıkan Yayın

YAŞ OLDU 44 (2016 Versiyon)

Birazdan Okuyacağınız yazı anlamsız bir hayattan vazgeçme değildir... Sadece içimdeki bazı duyguları paylaşma isteğiydi... 44 Yaşıma gi...

12 Aralık 2016 Pazartesi

ONLARIN DA HAYALLERİ VARDI

Kaybedilen 391 Can, yok olan 391 Aile,
Kanayan, yaralanan, sakat kalan 2031 beden…
Son 18 ayda kalpleri ruhları sönen onbinler…
Hepsinin hayalleri vardı.  Hepsi hakkında birilerinin hayalleri umutları vardı. Hepsinin canına can katan birileri vardı. Hepsi de birilerine can katıyor, hayat veriyordu. Şimdi yaralı, kayıp onbinler ve milyonlar…

Ne için? Neden? Neyi paylaşamadık? Neyimizi paylaşamadılar?
Yaşama olan inancını kaybeden milyonlara karşılık her şeyi kendine yontmaya çalışan başka milyonlar…

Biz böyle miydik? Bu kadar mı başkaydık?
Ben farkında bir ailenin farkında bir evladı olarak büyüdüm. Baba oldum, farkında bir evlat yetiştirmeye çalıştım. Öğretmen, antrenör, coach oldum. O bebelere farkındalığı öğretmeye çalıştım. Sadece bebelere değil en önce annelere sonra da babalara. Onlara, yüzlerce seminer verdim, en iyi öğretmenlerle buluşturmaya çalıştım, konuştum, yüreğimi, deneyimimi paylaştım. Onlardan da hep bir şeyler öğrendim. Kendime katmaya çalıştım.
Bu farkındalığın yettiğini sanırken sosyal medyada var olmaya çalıştım. Okumaya, öğrenmeye, anlamaya, anlatmaya çalıştım. Ama gördüm ki çok fazla kötü insan yetiştirmişiz. Çok fazla hem de!

Kötü, egoist, şeref yoksunu, bu yaratıklar nasıl, neden çoğaldılar?
Bilmiyorum. Hepsi mi karyoladan düştü küçükken? Yoksa hepsi mi ateşli çocuk hastalığı geçirdi bebekken? Çünkü ben bu adiliklerin bilimsel bir açıklaması olacağına inanıyorum. Olmalı! Allah kahretsin ki olmalı!

Ülkesini vazgeçip giden biri olmamalıyız. Bizler terk edersek, bu şerefsizlere bırakırsak memleketi, o zaman yazık değil mi Atatürk’ün emeklerine! Yazık değil mi onun ve arkadaşlarının canlarına!

Bırakmayacağım. Buradayım.

Dün mesai arkadaşlığı yaptığım 2 genç dostumu kaybettim. Onlardan başka ikisi de ağır yaralandı. Ameliyat geçirdi. Yürekleri kan ağlayan ama canları sağlam polis dostlarımı kucaklayabilmek için Ali Sami Yen Stadı'na gittim elimde karanfillerle. Kulüpten ayrılalı 18 ay oldu, o stada geri girişimin böyle olmasını istemezdim. Hepsi yaşayan ölü gibiydi gözleri yaşlı. Ulaşabildiklerime sarıldım. Ulaşamadıklarımı telefonla aradım. Mesai arkadaşlığı borcumun birazını ödeyebilmem için en azından bunu yapmam lazımdı. Beni görünce yardımcı olan güvenlik dostlarıma çok teşekkürler… Polis kardeşlerimin çiçeklerini güney arama noktasında görevli Sevgi memura teslim ettim.

Bizler daha huzurlu yaşayalım. Daha rahat maç seyredelim diye maçtan 6 saat önce görev başı yapan, meslektaşlarının cenazeleri toprak altına giremeden göreve gelen bu bebeler daha ne kadar dayanırlar? Ben bile zorlanırken o genç yürekler ne kadar dayanacak!

Lütfen dün akşamdan herkes ama herkes kendine düşen paya sahip çıksın. Başkalaştırıp kurtulmaya çalışmayın. Trafik Canavarı, Terör Canavarı, Enflasyon Canavarı, Van Canavarı yok! Hepsini ama hepsini kendi menfaatlerimiz için biz yaratıyoruz!
Bir daha bu duygularla yazı yazmama dileğiyle…

Burçin Badem - 11.12.2016 -23:50 / Anadoluhisarı-İstanbul



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder