Öncelikle eski bir çalışan olarak çalıştığım sırada
şahit olup ya da duyduklarımı dedikodu gibi değil şu anda yaşananlara dair
fikirlerimi paylaşıyorum. Bilmem anlatabildim mi? Yani görev yapılan sürede
yaşananlar özellikle kişi özelinde değilse paylaşılmamalı…
Baskın seçim sonrası Dursun Özbek’in yerine gelen
Mustafa Cengiz yönetimi, son derece iyi niyetli ve dobra olarak yoluna başladı.
Ancak bu özellikler Galatasaray gibi büyük bir Dünya markasını yürütmek, senelerdir yaşadığı yönetim darbelerini bertaraf edip tekrar canlı hale
getirmek için yeterli miydi? Sorusuna cevabın HAYIR olduğu kazandığı seçimlerde bile belli oldu. En zor dönemde aday olarak kendi ifadesiyle “TAŞIN
ALTINA ELİNİ KOYAN” Cengiz Başkan en az bir dönemi daha hak ediyordu. Ama zaten
yoğun bakımdaki Galatasaray Spor Kulübü hak ettiği ilgi ve tedavi yöntemlerine
2.MC döneminde ulaşamayacağına daha seçim ve mali genel kurulda anlaşıldı. Ama
o mali genel kurulda görevini tam olarak yapmayan mali raporları ve bütçeleri
okumayıp onaylayarak şu andaki birçok branştaki kaosa ortak olan üyeler en az
yönetim kadar suçlu. Tabii ki durumun farkında olup her yerde durumu açıklamaya
çalışan Galatasaraylı dostları tenzih ediyorum.
31 Mart 2018 günü yapılan Genel Kurul Bütçesi’nde Yurt Dışı Gideri 0 (sıfır) olan Sutopu, Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımlarının
Avrupa Kupaları’nda yer almasını nasıl bekliyordunuz?
Yıldız sporcularla ve teknik adamlarla çalışmak için
ayrı yetenek, bilgi ve beceri gerekir… Hem bilgili olacaksın ama bu bilgiyi
rahatsız etmeden doğru kullanacaksın. Dün gece de yazdım sporda 2 YARIM 1 TAM
yapmaz… Bütçeden, maliyetten kurtaracağım diye Gomis’i satarsan hatta satmaktan
beter duruma getirirsen her yerde zorlanırsın. Sadece gol atamamak değildir bu
ACİZ YÖNETİM TARZI’nın ilanıdır. Sakın bana kimse “ABİ ADAM DA PARAGÖZDÜ!”
demesin… Etrafınızda paragöz olmayan kaç kişi var? Herkes her şeye aynı
reaksiyonu veremez. Adam futbolcu futbol oynasın diye para ödüyorsun. En
azından ödemen gerekiyor. Ama onu ödememek, verilen sözleri yerine getirmemek
için her şeyi yapmak! Kurumlarda süreklilik önemlidir. İmza ve söz hangi
dönemde verilirse verilsin o SÖZ tutulmalıdır. Gelsin eski başkan ödesin
DENMEZ!
Ünal Başkan da sözler verdi tutulmadı… Dursun Başkan
da verdi tutulmadı. Düşünsenize sosyal medyada basketbolu çok iyi bilen
taraftar, bir oyuncuyu takıma yakıştırıyor ve kampanya başlatıyor. Ama
Galatasaray Yönetimi Avrupa Şampiyonu olmuş kadın basketbolcuların prim ve
maaşlarını ödemediği için “Karımın maaşını
ödemeyen bir kulübe neden gideyim?" diyerek kulübümüzle "billur
geçiyor"… Hepimiz ailemizden sorumluyuz. Kaçınız işyeriniz maaşınızı ödemese kaç
ay kaç yıl çalışırsınız? Merak etmeyin Proletarya dışında Patron Galatasaraylı
dostlarım da var… Tahsilatını yapamadı, anında işini yarım bırakır. Oteline
sokmaz, ya da otelinde rehin tutar, hatta haciz gönderir…
Seversin sevmezsin, Galatasaraylı veya değil bu
ülkenin yetiştirdiği en iyi coach’lardan ve profesyonellerden Oktay Mahmuti ile
bir olamamak nasıl bir yönetim başarısıdır? Hem de halen parasını öderken!
Evet, mali olarak sadece Galatasaray değil tüm ülke
zor yıllar geçiriyoruz. Ama kriz yönetimi diye bir şey var. Hammadde olmadan iş
yapılır mı? Biz sporcu olmadan spor kulübü yönetmeye çalışmaya başladık!
Peki, ya iletişim?
Son 1 sene içinde kurumsal iletişim kaç kere değişti?
Son olarak oynanan Galatasaray – Fenerbahçe, Futbol
garabetine döneyim. Futbolun güzelliği burada ne kadar iğrençlik olursa o kadar
fazla konuşuluyor!
Sahadaki iğrençliğin neresinden tutsan elde kalıyor.
Hiç mi kavga etmedim? Tabii ki ettim hepimiz insanız. Hepimizin delirdiği anlar
olur ama bu ne kardeşim! Aciziyet!
Ya sonrası! Daha da büyük rezalet!
Uzun uzadıya anlatmayacağım ama Fatih Terim Hocamın
işi takımı oynatmak, Yönetimin işi ise saha dışı… Temsil becerisi yerlere
düşünce konsantrasyon dengesi darmadağın… Böylece hesap soracağın Teknik
Direktöre harika koz…
Ben Fatih Terim olsam ve bana yönetimden biri (hadi
yönetimden biri zor da) Başkan sorsa: Nedir bu takımın hali? Neden 60 dakika
oynuyoruz? Neden bu kadar sakatlık yaşıyoruz?
Başkan ne diyorsun sen yönetim ve başkanlığını yaptın
da sıra bana mı geldi! Önce sen işini yap ki ben başkanlık yapmak zorunda
kalmayayım. Paranı zamanında öde, istediğim oyuncuyu kadroda tutmayı başar, TFF
ve Medya Yönetimini başar sonra gel bana hesap sor!
Ha… Bu arada Fatih Hocam’ın son açıklamasını da ben
yemedim tıpkı benim gibi düşünen onbinler gibi… Belki 30 milyon değiliz ama
yaşadığımız sezon ortası kaçışın ve beraber verilen pozların halen kalbimizde
yarası duruyor. Bu açıklama tam kabuk bağlamaya başlarken yaranın kafasını tekrar
koparttı! Neden Hocam, neden, bile bile lades olup koskoca camiaya küslükler
getirdin? Sizin yüzünüzden halen birbiriyle konuşmayan kardeşler hatta
kardeşten ileri dostlar var ortak paydaları Galatasaray olan!
Yazılar anlamlı
olabilmesi için Giriş, Gelişme, Sonuç üçlüsüne uygun olmalı.
Sonuca gelirsek…
Mustafa Cengiz
yönetimi başta Basketbol ve Futbol olmak üzere birçok konuda çuvallamış durumda.
Her geçen gün yeni bir organizasyon ve yönetim yanlışı (HATA değil) yapılıyor.
İşin kötü tarafı yapılanların yanlış olduğunun farkında olmamaları ve onlara
uzatılan her yardım elini de paranoyakça reddetmeleri...
Şu anda Türkçe Font
hatalı bir görselle “Teşekkürler #KenetlenBaskaGALATASARAYyok” Kampanyası sürüyor.
Tamam kenetlenelim de zaten kenetlenmiş değil miydik? Gerçekten anlamakta
zorlanıyorum... İşini iyi yapmak yeterli; doğru liyakate sahip, doğru kişiler, doğru
pozisyonda işini iyi ve çok çalışarak yaparsa her türlü mücadele başarıyla
sonuçlanır. #başarıiçinişiniiyiyap sanki herkes için
daha doğru bir tabela olur!
Sevgi ve saygılarımla,
Burçin Badem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder