Ana içeriğe atla

MJ ve İkinci Olimpiyat Altını

Profesyonel sporcuların Olimpiyatlarda yarışamadığı yıllar çok geride kaldı. Evet, 1988 Seul’de gerçekleşen ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne yarı finalde 82-76 kaybederek “soğuk” savaşta bir cephe kaybettiği maç sonrasında artık NBA oyuncuların sahne alması gerektiği konusunda homurtular da başlamış oldu. FIBA en sonunda Nisan 1989’daki büyük toplantıda konuyu ele aldı ve oylamaya sundu. Oylama sonucunda 69 oyun 56’sını alan değişiklik kuralı ve basketbol kazandı. Sovyetler Birliği, sadece iki oyuncuya izin verilsin diye karşıt bir öneri sunsa da oy birliğiyle reddedildi ve rüyaları süsleyen takımın tohumu atıldı. 

USA Basketbol (USAB), Chuck Daly’yi Baş Antrenör olarak konumlandırdı. Chuck Daly yanına yardımcı antrenör olarak Peter John Carlesimo, Mike Krzyzewski ve Lenny Wilkens’i istedi. Hemen ardından Dünya’nın fenomen Spor Dergisi Sports Illustrated Şubat 1991 Sayısında yaptığı özel haberde Amerika Takımının adını “Dream Team” olarak koymuş oldu...

Takımın ilk on oyuncusu 21 Eylül 1991 tarihinde açıklandı; 1984 Los Angeles Olimpiyatlarında “amatörken” altın madalya kazanan Michael Jordan, Patrick Ewing ve Chris Mullin’li ekibin artık yeni takım arkadaşları vardı. Magic Johnson, Larry Bird, Scottie Pippen, John Stockton, Karl Malone, David Robinson, Charles Barkley ve sonradan eklenen iki isim Clyde Drexler ve Christian Laetttner Rüya Takımı oluşturdu…

Tüm dünyanın gözü üstlerindeydi ve aldıkları havanın miktarını ölçecek kadar saplantılı bir takip altındaydılar. Hataya, ıskaya yer yoktu. Kendi takımından tek bir oyuncusu bile kadroda yer almayan Chuck Daly, daha ilk başından kimseye nefes aldırmayacağını, aslında hiçbir şeyin konuşulduğu kadar kolay olmayacağını gençlere karşı organize ettiği karşılaşmada gösterdi. Chris Webber, Alan Houston, Grant Hill, Eric Montross, Penny Hardaway ve Bobby Hurley’e skorun aslında hep şaibeli olduğu ilk maçı kaybetti. Uzun süre maçta ne olduğunu anlayamayan Larry Bird, MJ’in çok az oynatıldığını maç bittiğinde fark etmişti. C-Webb, Hurley ve Houston yağmur olup yağmışlardı. Grant Hill’e göre 20 sayıyla biten maçın skoru basına 62-54 Genç Takım Galibiyeti olarak verildi.

Bundan sonra Michael Jordan, rekabetçi canavarı ortalığa saldı. Domine etmediği ne antrenman, ne hazırlık maçı ne de bir toplantı vardı. Her saniyenin dolu dolu yaşanmasını isteyen Majesteleri, rakiplerin ve olası rakiplerin tüm maç kasetlerini hem tek başına hem de teknik ekiple seyretmeye başlamıştı. Magic Johnson eğlenceyi seven tavrının yanında HIV nedeniyle sahalardan uzak kalması Dream Team sayesinde geri dönmesi onu ve oyunu en çok etkileyen faktörlerden biri oldu. Magic, “Topu her aldığımda karşı sahaya geçerken bir yanımda MJ, diğerinde Chuck ve Bird’ü bana açgözlü bakışlarıyla gördüğümde hayatımın en keyifli anlarını yaşıyordum” dedi. Ama bana acı bir anısı olduğu kesin diyerek ekledi. “En büyük hatamı bir antrenmanda Michael’a meydan okuyarak yaptım. Kendi aramızdaki maçta rekabeti ve kazanmayı istemiştim ama onu bu kadar tahrik edeceğimi tahmin edemezdim.”

Eşsiz lider Michael Jordan, Barcelona Olimpiyatları’nda 8 maçta 23.1 dakika, 14.9 Sayı, 2.4 Ribaunt, 4.8 Asist, 4.1 Top Çalma, 0.5 Blok, 1.3 Top Kaybı ortalamalarıyla oynadı. Amerika ise maç başı 117.3 sayı atıp potasında sadece 73.5 sayıya izin verdi.

Barcelona Olimpiyatları’nda en çok bileti satılan spor olayı Dream Team maçları olurken. Katalunya’da geçirdikleri tüm sürede gösterilen ilgi için Takımın Teknik Patronu Chuck Daly, “Elvis Presley ile Beatles’ın aynı otelde kalması gibi bir şeydi” dedi...
Kuşkusuz 1960 -1985 arası doğanların basketboldaki en büyüğü diye sorduğunuzda tek isim ‘Michael Jordan’dır. O, NBA’i, Olimpiyatları, basketbolu kısaca sporu değiştiren, sporu eğlence sektörünün lokomotifi yapacak kadar büyüten bir fenomen oldu.

Şubat 2003’te son All Star Karşılaşmasına çıkan Michael Jordan’ın O Mutlu Sonunu Jermaine O’Neal bozdu. Son saniyede Kobe Bryant’a yaptığı saçma sapan faulle Doğu’nun maçı kaybetmesine neden oldu.  

Dream Team’in İmza Attığı Bazı Rakamlar: https://www.nba.com/stats/articles/1992-dream-team-by-the-numbers

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YAŞ OLDU 44 (2016 Versiyon)

Birazdan Okuyacağınız yazı anlamsız bir hayattan vazgeçme değildir... Sadece içimdeki bazı duyguları paylaşma isteğiydi... 44 Yaşıma girdiğim 5 Kasım 2015'de yazıldı... Hayatımdaki keskin son gelişmelere istinaden sadece yenileme ve temizlik yapıldı... B u sabah spor yaparken geçtiğimiz hafta ajanslara düşen bir haberi tekrar okuma fırsatım oldu. Brezilyalı İş Adamı Thane Chiqinho Scarpa’nın organ bağışına dikkat çekmek amacıyla sosyal medya aracılığıyla yaptığı garip çıkış ve açıklama ile kafamda deli sorular oluştu… Birazdan okuyacaklarınızı neden yazma gereği duydum net bilemiyorum. Ama gerekli olduğuna nedense eminim… Ne demekse artık… Bundan tam 24 sene önce Türk Böbrek Vakfı’nda Organ Bağışımı gerçekleştirmiştim. Yirmi dört sene önce benim için çok uzak gelen bu ihtimale şimdi daha yakın olduğumu gerçekleri çok daha iyi görerek hissediyorum. Çok yakınlarımızı genç yaşta kötü hastalıklara kurban veriyoruz. Gözümüzün önünde kayıp giden yaşamlara kanımızla can olm...

SON MOHİKAN

Karşıyaka, tarihinin en zor sezonunu yaşadı. Sezonun daha ortası gelmeden teknik kadrosu da oyuncuları da birer birer ayrılırken Muhsin Yaşar “Son Mohikan” gibi mücadele etti. Böylece ligin simge takımının küme düşmeden sezonu tamamlamasında önemli rol oynadı. Direnişin ve Gelişimin Sembolü Basketbol dünyasında uzun oyuncuların fiziksel ve zihinsel olgunluğa daha geç eriştiği sıkça konuşulur. Muhsin Yaşar, bu tezin en güncel ve en başarılı örneklerinden biri. 29 yaşında kariyerinde yeni bir seviyeye ulaşan oyuncu, çalışkanlığı, sabrı ve gelişime açık yapısıyla genç uzunlara da örnek teşkil ediyor. Parlayan Sezonu 29 yaşındaki uzun forvet Muhsin Yaşar, bu sezon hem bireysel kariyerinde hem de Karşıyaka forması altında en dikkat çeken dönemlerinden birini yaşadı. Geçtiğimiz yıllarda genellikle “görev oyuncusu” kimliğiyle rotasyonda yer alan Muhsin, bu sezon Karşıyaka’nın yaşadığı mali zorluklar nedeniyle sahada daha fazla süre aldı ve bu fırsatı azmi, disiplini ve güçlü karakter...

İZZET TÜRKYILMAZ

İZZET TÜRKYILMAZ Mayıs ayında 26 yaşını dolduracak olan İzzet Türkyılmaz’a halen tüm basketbol camiası genç oyuncu muamelesi yapıyor. Senelerdir profesyonel seviyede basketbol takımlarında olabilecek en iyi antrenör kadrosundan eğitim alan İzzet’ten ben dahil bir çok basketbol adamı bir sıçrama bekledik. En son bu tarz fizik ve yeteneklere sahip basketbolcu Ömer Büyükaycan’dı. Kendisi basketbolumuza beklentilerin altında geri dönüş sağlarken İzzet’i onunla kıyaslamak bile Ömer abiye hakaret olur gibi duruyor. O zamanki vizyonumuz bugünlere yakın olsaydı belki de NBA’de forma giyecek ilk oyuncumuz Ömer Büyükaycan olacaktı. Resim: 2012 Adidas Eurocamp İzzet’in kelime anlamı: Yenilgiye uğramayı ve aşağılanmayı önleyen güçlü ve saygın konum. Hiç kimsenin ismi tabii ki kaderini çizemez, çizmemeli ama İzzet’in durumu biraz isminin anlamını yansıtmaktan farklı. 1990 yılında Ayvalık’ta Dünya’ya gelen fiziksel olarak sürekli göze batan biri oldu. Bölgesine hakim yetenek taramal...